YÖK BAŞKANI YEKTA SARAÇ`A AÇIK MEKTUP
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulunun, YÖK Başkanı Yekta Saraç`a açık mektubu. 24.06.2021.
Eklenme Tarihi: 25/06/2021
Yükseköğretim Kurulu BaşkanıProf. Dr. M.A. Yekta SARAÇ`a
Sn. Başkan;
2020 yılında Odamızca İnşaat Mühendisliği bölümlerine yerleştirilecek öğrenciler için başarı sırasının 50.000 olarak belirlenmesine yönelik bir kampanya yürütülmüş, bu kampanyada hem Kurulunuza bu talep ve gerekçeleri iletilmiş hem de kamuoyuna yönelik bilgilendirme çalışmaları yapılmıştı.Kampanya kapsamında yapılan imza kampanyası iki haftalık bir sürede 27.000`e yakın imzaya ulaşmıştı. Bu talebin gerekçeleri ile birlikte ilgilileriyle paylaşılmış olmasına karşın 2021 yılı için İnşaat mühendisliği eğitimi alanına ilişkin alınan kararlar eğitim sorunlarının tekrar gündeme getirilmesinin gerekliliğini ortaya koymaktadır.2021 yılı için yayınlanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) kılavuzunda, bu yıl da inşaat mühendisliği taban başarı sırası 300.000 olarak belirlenmiştir. 31.03.2021 tarihinde yapılan Yükseköğretim Eğitim Programları Danışma Kurulu toplantısında ise, "Mühendislik alanlarında, kontenjanların belirlenmesinde öne çıkan alanların ve ülke ihtiyaçlarının göz önünde bulundurularak toplam kontenjanın azaltılmasına," kararı alınmıştır. Bu iki karar birlikte değerlendirildiğinde ülkemizde halen inşaat mühendisliği eğitimi alanında nitelik-nicelik sorunsalının çözülemediğini ve bu yaklaşımlarla da çözülmesinin zor olacağını söylemek mümkündür.Bir bütün olarak eğitim ülkemizin sorunlu konuları arasındadır. İlköğretimden başlayarak yükseköğretimin sonuna kadar; niteliği, işlevselliği, yeterliliği, pahalılığı, istihdam olanakları hep tartışılmış, eğitim bileşenleri sorun tespitinde olduğu gibi çözüm önerilerinde de ortaklaşmış, ancak bu ortaklık siyasi erkin üzerinde beklenen etkiyi yaratmamıştır. Sorunlar bir türlü çözülememiş, çözülemediği oranda da artarak geleceğe taşınmıştır. İnşaat mühendisliği eğitimi de, sorunlu bütünün parçalarından biridir.Özellikle 2006 yılından başlayarak bir ihtiyaç analizine, plan ve programa bağlı olmayan şekilde, niteliği göz ardı eden ve niceliği önemseyen bir anlayışla inşaat mühendisliği eğitimi veren üniversite sayılarındaki artışlar, buna paralel meydana gelen kontenjan artışları, son tahlilde işsizliği bir "kalifikasyon!" sorununa indirgeyen bir anlayışla birleştiğinde Ülkemizin bu gününün ve geleceğinin harcanarak, sorumluluğun bu üniversitelerde okuyan gençlerin üzerinde bırakılması ile sonuçlanmıştır.İnşaat mühendisliği, medeniyet mühendisliğidir. Yapıların sağlam ve sürdürülebilir inşa edilmesi insan yaşamının en önemli güvenlik sorunlarından biridir. Toplumun hangi kesiminde yer alıyor olursa olsun, hangi mesleği yapıyor olursa olsun herkes, inşaat mühendislerinin maharetlerinin ürünü olan yapılarda yaşıyor, çalışıyor, eğleniyor ya da geziyordur. İnşaat mühendisliği, insan yaşamının her anına, her mekanına dokunan bir meslektir. İşte bu yüzden de insanın can ve mal güvenliği için en önemli konu, nitelikli inşaat mühendisliği eğitimidir.Bu nedenle, inşaat mühendisliği alanında eğitim kontenjanlarının belirlenmesinden, bu bölümlerde okuyacak öğrencilerin akademik başarılarına kadar uzanan geniş bir alandaki sorunların çözülebilmesi amacıyla konuya aşağıdaki sorular temelinde yaklaşılması Ülkemiz kaynaklarının akılcıl kullanımı bağlamında faydalı olacaktır;
TÜRKİYE`DE İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ VERİLEN ÜNİVERSİTE SAYISI VE KONTENJANLARDA MEYDANA GELEN DEĞİŞİM ÜLKE İHTİYAÇLARINA UYGUN MU?
Türkiye`de ilk inşaat fakültesinin öğretime başladığı tarih olarak 1795 yılında kurulan Mühendishane-i Berrî-i Hümâyûn`un kuruluş tarihini temel almak doğru olacaktır. Bugünkü anlamda sivil inşaat mühendisliğinin başlangıcı ise 1883`de kurulan Hendese-i Mülkiye ile başlar. 1909 yılında okul Nafia Vekâleti`ne (Bayındırlık Bakanlığı) bağlandı ve Mühendis Mekteb-i Alisi adını aldı. Mühendis Mekteb-i Alisi`nde okul süresi 7 yıldan 6 yıla indirildi. 1888-1908 arasında Hendese-i Mülkiye` den 230 İnşaat Yüksek Mühendisi, 1909-1923 arasında Mühendis Mekteb-i Alisi`nden 202 İnşaat Yüksek Mühendisi olmak üzere Cumhuriyete kadar 432 kişi mezun olmuştur.Aynı okulun adı 1928 yılında Türkçeleştirilerek Yüksek Mühendis Mektebi oldu. 1941`de okulun adı Yüksek Mühendis Okulu olarak bir daha değişmiştir. 1944 yılında adı İstanbul Teknik Üniversitesi olmuş ve İnşaat, Mimarlık, Makina ve Elektrik Fakülteleri olarak 4 fakülteye ayrılmıştır.İnşaat Mühendisleri Odasının kurulmuş olduğu 1954 yılında ülkemizde sadece İTÜ, Yıldız Teknik Okulu ve Robert Koleji`nde inşaat mühendisliği eğitimi verilmekteydi. Daha sonra, 1957 yılında Orta Doğu Teknik Üniversitesi, 1963 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi bu gruba katılmıştır. 1967-1970 yıllarında, 10`a yakın Devlet Mühendislik Mimarlık akademileri kurulmuş ve bunlarda da inşaat mühendisliği eğitimi verilmiştir. 1982 yılında Yüksek Öğrenim Kurumu`nun kurulmasıyla, Devlet Mühendislik Mimarlık Akademileri bulundukları şehirlerde veya yeni açılan üniversitelerin bünyesinde İnşaat Mühendisliği Eğitimi vermeye devam etmişlerdir.1992 yılında sayıları 15 civarında olan İnşaat Mühendisliği eğitimi verilen üniversite sayısı, 2006 yılında 39`u Devlet, 4`ü Vakıf Üniversitesi olmak üzere toplam 43 üniversiteye yükselmiştir. 2020 yılında inşaat mühendisliği eğitimi için kontenjan açılan üniversite sayısı 93`ü Devlet, 34`ü Vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 127`dir.Ülkemizde inşaat mühendisliği eğitimi verilen üniversitelerin 1996-2020 yıllarına ait toplam kontenjanları grafik 1`de verilmiştir.Grafik 1: İnşaat Mühendisliği Bölümleri Toplam Kontenjanları 1996-2020
Grafiğin incelenmesinden de görülebileceği gibi Ülkemizde 1996-2006 yılları arasında inşaat mühendisliği kontenjanları yatay bir seyir izlemiş ve ortalama 3.800 seviyesinde gerçekleşmiştir.Buna bağlı olarak 1996 yılı sonu itibarı ile İnşaat mühendisleri Odası`na kayıtlı inşaat mühendisi sayısı 46.266 iken 2006 yılı sonu itibarı ile bu rakam 70.400`e ulaşmıştır. Mezunların odaya kayıt oranı ortalama % 95`dir. Buna göre 2006 yılında Ülkemizdeki inşaat mühendisi sayısını 75.000 olarak belirlemek mümkündür.2006 yılından itibaren 2015 yılına kadar kontenjanlarda sürekli artış yaşanmış 2016 yılında küçük bir düşüşten sonra 2019 a kadar yükselmeye devam eden kontenjan sayıları bu yıl için açıklanan kontenjanların % 40`ının boş kalmasına da bağlı olarak 2020 yılında 2011 yılı değerlerine gerilemiştir. 2020 yılında da açıklanan kontenjanların da % 40`ına talep olmamıştır.
2006-2020 yılları arasındaki kontenjanlardaki artışlar sonucunda mezunlarda da doğal olarak artış yaşanmış ve 2006 yılında 70.400 olan İMO`ya kayıtlı inşaat mühendisi sayısı 2020 yılı sonunda 135.000`e yükselmiştir. Üye olmayan mezunlarda göz önüne alındığında 2020 yılı sonu itibarı ile Türkiye`deki inşaat mühendisi sayısının 150.000 olduğunu söylemek mümkündür.Türkiye`de 2006=2020 yılları arasında inşaat mühendisliği eğitim kontenjanlarında yaşanan değişimin ülke nüfusu ve inşaat alanında yaşanan değişimlerle ilgili olup olmadığının bu yönüyle kontenjanların belirlenmesinde ülke ihtiyaçlarının gözetilip gözetilmediğinin belirlenmesine yönelik olarak hazırlanan grafik 2 aşağıda verilmiştir. Grafikte verilen nüfus ve inşaat alanına yönelik endeks rakamlarının hesaplanmasında TUİK veri tabanında bulunan veriler kullanılmıştır. İnşaat alanına yönelik endeksler bina ve bina dışı tüm inşaat faaliyetlerini kapsamaktadır. İnşaat mühendisliği eğitimi kontenjanlarına ilişkin endeks ise ilgili yıllara ait kontenjanlar baz alınarak hesaplanmıştır. Hesaplamalarda yorumu kolaylaştırmak amacıyla tüm endeksler için baz yıl 2006 olarak belirlenmiş ve 2006 yılı için endeks 100 olarak kabul edilmiştir.
Grafik 2: Endeksler 2006=100
Grafik genel olarak incelendiğinde inşaat mühendisliği eğitim kontenjanlarındaki artışın, inşaat alanındaki istihdam, ciro ve üretim endekslerine bağlı bir gelişim göstermediği, artışın nüfus artışından da bağımsız olduğunu söylemek mümkündür.2015 yılı verileri üzerinden bir değerlendirme yapılması gerekirse, 2006-2015 yılları arasında ülke nüfusu % 13, inşaat alanındaki ciro % 34 ve inşaat alanındaki üretim % 22,6 artmış, inşaat alanındaki istihdam ise % 37 azalmıştır. Buna karşın inşaat mühendisliği eğitim kontenjanları % 215 artmıştır.Bu veriler ışığında Ülkemizde inşaat mühendisliği eğitimi verilen üniversite sayısının ve belirlenen kontenjanların ülke ihtiyaçlarına uygun bir değişim göstermediğini, her ile bir üniversite politikasının plansız ve programsızlığından da kaynaklı olarak her üniversiteye popüler olan her bölüm politikasına dönüşerek kaynakların kötü kullanımından öte mevcutların da bozulmasına neden olan bir politikanın parçası olduğunu söylemek mümkündür.
ÖĞRETİM ELEMANLARININ SAYISI KONTENJAN ARTIŞLARI İLE UYUMLU MU?
İnşaat mühendisliği eğitiminin niteliğini belirleyen hususlardan biri hiç kuşkusuz öğretim elemanı niteliği ve sayısıdır. 2007 ve 2019 yıllarına ait inşaat mühendisliği bölümlerindeki toplam öğretim elemanı sayılarının karşılaştırılması bu açıdan faydalı olacaktır. 2007 ve 2019 yıllarına ait öğretim elemanları sayısı tablo 1`de verilmiştir. | Prof. (A) | Doç. (B) | Yrd. Doç. (C) | Dr. (C) | Öğretim Üyesi (A +B+C) | Öğretim Görevlisi | Öğretim Üyesi + Öğretim Görevlisi | Araş. Gör. | Genel Toplam |
2007 | 189 | 116 | 325 | | 630 | 71 | 701 | 461 | 1162 |
2019 | 524 | 307 | | 757 | 1588 | 76 | 1664 | 779 | 2443 |
Tablo 1: İnşaat Mühendisliği Bölümlerinde Öğretim Elemanı Sayısı2007-2019 yılları arasında inşaat mühendisliği bölümlerinde öğretim elemanı sayısı ortalama 2 kat artmıştır. En yüksek artışın Prof. kadrolarında olduğu görülmektedir. Ancak bu rakamları mutlak rakamlar olarak yorumlamak mümkün değildir. Bu nedenle ilgili yıllara ait kontenjan rakamları ile değerlendirmek yerinde olacaktır. Eğitim süresi 4 yıl alınarak ilgili yıldaki kontenjan sayısı ile çarpılması ile belirlenen ilgili yıldaki inşaat mühendisliği bölümlerinde okuyan öğrenci sayısının öğretim elemanı sayısına bölünmesi ile bulunan öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı tablo 2`de verilmiştir. Sınıf tekrarı yapan öğrencilerin hesaba katılması durumunda kontenjanın daha yüksek olduğu yıldaki sayıların daha dezavantajlı durumda olacağı göz önüne alınmalıdır. Aynı tabloda bazı ülkelerin öğretim kurumlarındaki öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı da verilmiştir.
| Prof. | Doç. | Yrd. Doç. | Dr. | Öğretim Üyesi |
2007 | 80 | 131 | 47 | | 24 |
2019 | 92 | 156 | | 63 | 30 |
Almanya | | | | | 8 |
Hollanda | | | | | 10 |
Japonya | | | | | 10 |
İsviçre | | | | | 12 |
ABD | | | | | 14 |
Kanada | | | | | 23 |
İngiltere | | | | | 14 |
Fransa | | | | | 25 |
Yunanistan | | | | | 16 |
İspanya | | | | | 17 |
Portekiz | | | | | 20 |
Polonya | | | | | 10 |
Slovenya | | | | | 13 |
Norveç | | | | | 17 |
Belçika | | | | | 10 |
Tablo 2: Öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayıları
2007-2019 yılları arasında inşaat mühendisliği bölümlerindeki öğretim elemanı sayısı her ne kadar ortalama iki kat artmış olsa da kontenjanların artışından kaynaklı olarak öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı da artmıştır. Bu değer profesörler için 80`den 92`ye, doçentler için 131`den 156`ya, Yrd. Doç/Doktor öğretim üyeleri için 47`den 63`e yükselmiştir. Toplam öğretim üyesi açısından ise 24 olan öğrenci sayısı 30`a yükselmiştir.
Ayrıca Türkiye`de 127 üniversitenin ortalaması olarak 2019 yılında öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısı her ne kadar 30 olarak bulunuyorsa da 127 üniversitenin değerlerindeki sapma oldukça büyüktür. Bu değer en düşük 13 olarak bulunurken en yüksek değer 120`dir.
Bu açıdan bakıldığında sonuç olarak Türkiye`de inşaat mühendisliği eğitimi alanında kontenjanlarda meydana gelen artış öğretim üyelerindeki artışa da uygun değildir.
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMLERİNE YERLEŞEN ÖĞRENCİLERİN BAŞARI DÜZEYLERİ ARASINDAKİ FARKLAR VERİMLİ BİR EĞİTİM İÇİN UYGUN MU?
Tüm alanlarda olduğu gibi inşaat mühendisliği alanında da eğitimin niteliğini etkileyen bir diğer konu da eğitim alan öğrencilerin niteliğidir. Her ne kadar öğrencilerin niteliği salt sınavlarda aldıkları notlarla ölçülecek bir konu olmasa da, Ülkemizde üniversiteye ilişkin algı ve üniversiteye giriş için ortaya konulan sistem böyle bir değerlendirmeden ötesine imkan vermemektedir.
Teorik olarak bakıldığında, herhangi bir alanda (özellikle bu alan, yaptığı faaliyetler ve ortaya çıkardığı ürünlerle insan ve toplum hayatını doğrudan etkiliyorsa) verilen eğitim sonrasında aldıkları diploma ile aynı yetki ve sorumluluğa sahip olacakların aynı nitelikte bir eğitim alması gerekir. Bu amaçla da eğitim veren kurumların iyi örnek üzerinden niteliklerinin birbirine yaklaştırılması, öğrencilerin de başarı düzeyleri, niteliklerini belirleyen puanlar da göz önüne alınarak, birbirine yakınlaştırılması gerekir.
İnşaat mühendisliği eğitiminde, 2014,2018 ve 2020 yıllarında en yüksek ve en düşük puanla öğrenci alan üniversitelerimize giren son öğrencilerin başarı sırası ve puanları tablo 3`de verilmiştir.